8 Mayıs 2011 Pazar

':'

O hikayedeki yabancı bendim.

Uslamar Parkında yalnız yürüyordum. elimde bir şişe vardı, içindeki içeceğin ne olduğunu anlamazdınız. Ben, su diye içiyordum da insanlar garipsiyordu biraz. İnsanlar beni hep garipsemişlerdi zaten... Garipsedikleri anları seviyordum, birbirlerini fark etmediklerinden daha iyiydi beni garipsemeleri...

Uslamar Parkı'nda yalnız yürüyordum. Elimde bir şişe vardı, kafamda düşünce yoktu. İnsanları seyrediyordum. Bir hikaye vardı ortada, bense o hikayenin yabancısıydım. Günlerden pazardı sanırım. Bunu takvimi iyi takip ettiğimden söylemiyorum. Çünkü o gün park kalabalıktı. pazar günü olduğunu parkın kalabalık olmasından anlardım...

günlerden pazardı, annenin biri çocuğunu gezdiriyor, bir yandan da güzel havanın tadını çıkarıyordu. iki arkadaş, birbirlerine bir şeyler anlatıp gülüyorlardı. Başka bir 'köşe'de iki sevgili -görseniz siz de sevgili sanırdınız- birbirlerine gülümsüyorlardı. İnsanların mutlu olduğu sınırlı anlardandı... Mutlu olunması gereken anlardı.

Bense bu hikayenin yabancısıydım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder