23 Ağustos 2012 Perşembe

akşam olsun biz gene ölürüz...

ölümünü düşünür adam;
poz verir ama yaşama, denize doğru,
İyi, Peki...

ama, aranan sonsuzluğa karşı
sonunda bulunan,
bir avuç zaman!
Ardından;
gökler kırmızı, denizler mor,
hüzün hep siyah ama umut maviye çalar.

küçülür mavi, bir bardak suda...
mavi küçüldükçe su büyür,
boğar yalnızlıklarımızı.
dümdüz eder, mavi umutlarımızı.

Şimdi dümdüz olduk maviyle biz,
koca siyah gökler takıldı
gri bulutlarımıza,


Şöyle bir bak geriye,
bir renk olarak mavi nerede?

akşam olsun biz gene ölürüz...

11 Ağustos 2012 Cumartesi

ben kitaplara giderim, kalemlere
şatafatlı kolonları olan binalarda
pembe pembe dosyalara giderim.
ben giderim, hep giderim, gel deyin yeter...

sonra ben buralara nerelerden geldim
dediydim pembe suratlı bir vesikalığa,
şöyle ki ben dedim, kolay gelmedim buraya
-artık neresiyse bura-
toplardan tüfeklerden geldim,
5 seçenekli cevaplardan geldim,
kimbilir bilmemkaç ihtimalli bir zar attım,
düşeş attım da, 6 kapalıymış
yanlışlıkla geldim.
hem nolcak yine gelirim,
siz çağırın yeter.