27 Mart 2015 Cuma

her gece, yarıma çeyrek kala,
uyanıp toprağın altından,
süzülecek bir cam aralığı bulan anılar,
boş ve kırık bir çerçeveye sıkıştırır korkunu.

korku ki,
o kırıklıkta müstehcen yalanlarına saklanır
umutsuzluğumuzun,

korku ki,
alıp başımızı gitmelerde bulur kendini,
bizi çağıran başka şehirler uydururuz...

yeterince david gilmour dinlemiştik,
kendimizi kurtarabilmek için
belki de bir gitara güvendik ki,
korkmayacağımızı düşündük.