30 Nisan 2010 Cuma

uçsun yeterki uçurtmalar..

denizin 100 metre altında ne şiirler yazılır diye düşündü şair..
yazdığı butün şiirleri ılık kumsallarda yazmıştı oysaki..
kumsallarda yazılacak şiirler bitmişti belki de..
ya da dünyada denzkızı kadar mukemmel bir canlıyla tanısamamıstı henüz..

imkansızlıklarıyla karnı doydu ya hep..
yaramaz kelimelerin yaramaz kalemi ya..
ya fantastik acılar yaratacak kendine..
ya da açlıktan ölecek ki yaşıayacak kelimeler bulsun kendince..

rüyasında kabus yaşıyor..
kabusları birer hayal..
olsun o tok olsun..
biz okuruz..
uçsun yeterki uçurtmalar..

26 Nisan 2010 Pazartesi

beyaz kadın..

kendimi anlamam yetiyordu eskiden, kendimi anlatmak derdi de nerden çıktı? görmüyorum ya beyaz kadını hanidir.. ondandır.. kendi gözlerimle konuşur oldum, çenem çalışmıyor değil.. ama kulaklarım yalnız kendime çalışıyor.. gülümsememi de oldum olası sevmezdim.. beyaz kadını görmüyorum ya hanidir.. kahkahamı aynada görmek hariç ne varsa özlüyorum..

25 Nisan 2010 Pazar

...

olgunlaştıkça insanlar, benliklerini kaybediyorlar...
yaşlanmak,
ben olamamanın pahasına...

savaşı ne zaman kaybettik?
kazandığımızı sandığımız zaman..
kazandığımızdan beri,
en büyük kaybedeniz aslında kendimizi...

9 Nisan 2010 Cuma

denize doğru..

en rüzgarlı havalarda,
onu izlemek için yanına koştuğum deniz bile,
tuzlu sularını yüzüme vurur vurmasına da...
ben yine de ertesi gün,
hatrını sormak için yanına koşarım...

3 Nisan 2010 Cumartesi

...

bilinemeyecek olan..
geleceğim..
bilip de bilmemezlikten geldiğim..
geçmişim..
topladım ikisini de (bir) yerlerden..
tezahürü bugünün sanki..