13 Ağustos 2010 Cuma

senden önce, senden sonra...

senden önce;

bir mide bulantısı üzerine,
işaret parmağımı gezdirsem damağımda,
kaç kadın kusardım etrafa?

zehirlenmiş hayatlarla zehirlenen,
sindirilemeyenleri içinde sindiren bir hayat,
her neyse,
kaç kadın kusardım etrafa?

hani bir zincir,
bir parçası tekine bağlı ya,
o yüzden bir zincir..
ayrı olsa her biri; halka,
her halukarda maharet ipi ortasından geçirmekte,

yine de bir parçası diğerine bağlı ya,
kolye yapmaya benzemiyor meret ki şiir olsun,
zincir bozmaya benziyor,
kendini bozuyor,
kendimi bozuyor,

bir kafesin içine sığmayan bir sürü insan,
kafesin sahibi, daha büyük bir kafeste duramayan bir insan,
her neyse,
kaç insan kusardım etrafa,
bir mide bulantısı ki içimde,
kusturtmuyor...

senden sonra;

her şey güzel olacak,
böyle,
kuru yaprakları tuz buz edeceğiz,
martılara nispet yapacağız,
göçmen kuşlara
beraber el sallayacağız...

her şey güzel olacak,
böyle,
ben bir okul çıkışı,
sevgilim bugun yağmur var diye yanına koşacağım,
sense ben hep vardım ki diye
bakacaksın gözlerime...

güneş, geceye baskın gelememeye başlayacak,
böyle,
her gün biraz daha güneye kovacağız,
ısıtamayacak ya,
biz de biraz daha sıkı sarılacağız her gün...

her şey güzel olacak sevgilim,
işte böyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder