17 Haziran 2011 Cuma

gerçeği söyleseydim?

'isimsiz şiirlerin, kaybolmuş mısralarındayım' desem,
mısralarımı çok sıkıcı bulurdunuz.
ama ben size yalan da söylemesem biraz,
sıkıcı olmak uğruna.
ve git gide daha sıkıcı olsam,
doğrucu olduğum için dinler miydiniz beni?
ve daha da sıkıcı olsam git gide,
taşlama merasimlerinizden nasibinizi alır mıydım ben de.

gel gelelim, kayıp mısraların, tanıdık yüzlü şairlerinden selam getirdim desem,
hangisi gelirdi aklınıza,
daha da önemlisi,
lütfeder miydiniz?
-neye?-
bir selam göndermeye, belki bir şiir okumaya,
lütfeder miydiniz?

peki hangi şair gelirdi aklınıza,
Attila ilhan gelse muhtemeldir,
'ben sana mecburum' deseniz,
ve bir cananı ansanız, yarım,
gözlerinizi kapatıp,
en fazla bunu mu yaparsınız?

oysa nasıl bildik ki biz onları,
nasıl bildik biz attila ilhan'ı?

-sanki sokaklarda ittihatçı namluları,
sanki geceyi sehpalar ayakta tutuyor,
bu giden gemi sinop sürgünlerini götürür,
bu kapanan kapı dövülecek olanın arkasından,
sen ise çoktandır kurşuna dizilmişsin, nedendir bilmezsin-

Gerçeği söyleseydim, sıkıcı mı bulurdunuz?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder