18 Mart 2010 Perşembe

doğ..

delicesine koşuyordu.. güneşli fakat suğuk bir mart gündüzünün akşamına henüz girilmişti.. sahilin kıyısından, insan kalabalığının arasından olabildiğince hızlı, adeta kaçarcasına koşuyordu.. etrafındaki insanlar bu garip koşuşu garipsiyor gibiydiler.. mini etekli bir kız yanından koşup giden çocuğun onun yüzüne bile bakmamasından alınmış olacak ki- neden alınsındı ki ama alınmıştı işte bal gibi- kötü bir bakış attı.. cocuğun umrunda bile değildi bu bakışlar.. o sadece koşuyordu.. kadıköy rıhtımı hızlıca biryerlere koşan bu çocuğu izliyordu.. kim bilir belki de birşeylerden kaçıyordu..

delicesine koşuyordu.. gitgide simitçinin bakışlarının takibiyle bir otobuse bindi.. yetişmeye çalıştığı o otobüsmüydü yoksa rastgele mi binmişti bilinmez ama rıhtım cocuk otobuse biner binmez eski yaşamına döndü.. ilk bulduğu koltuğa oturdu.. otobusun gittiği yönün tersine bakan, bazılarımızın oturmaktan hoşlanmadığı koltuklardan bir koltuk bulmuştu.. bu tersliği umursamadığı kesindi.. hangi tersliği umursamıştı ki hayatı boyunca... -ki hayat dediği 19 yıl ve 20 saatten ibaretti-

nefes nefeseydi.. hızlı nefes alması otobüstekilerin bir kısmının ilgisini çekti.. özellikle yanyana ve karşılıklı oturdukları 3 kişinin.. yanında kendi yaşlarında bir cocuk oturuyordu.. karşısında genç bir kız ve genç bir teyze oturuyordu.. etrafındaki bakışlar normal değildi.. çocuk da normal değildi zaten..

çocuk iki nefes daha aldıktan sonra karşısında oturan teyzeye 'bugün benim doğum günüm de!' dedi.. içindeki heyecan ses tonundan anlaşılıyordu.. teyze başta ilgilenmedi tabiki.. cocuk ve kız da kulaklıklarından ötürü olanlardan habersizdi.. hatta kız cocugun onu farklı bir gözle süzdüğünü düşünüyor bile olabilirdi..

durdu durdu ve devam etti.. nefesi yerine gelmeye başlamıştı.. gittikce ses tonunu bir tazelik ve samimiyet kaplamaya başladı..
'mart.. martın 19 u.. bu yıl 19umu dolduruyorum efenim..! düşünsenize 19 yıll.. insan büyüdükçe yılların çokluğunu umursamaya da başlıyor.. yaşlandığımı falan söylemiyorum.. ama yaşlı biri kadar fırsat kaçırmışımdır bunca sene de.. bi bakıma yaşlıyım yani..

efenim.. mart.. martın 19'u.. balık burcunun sondan 2.gunune tekabül ediyo.. e dolayısıyla pek ince düşünürüm.. pek de duygusalımdır.. bu dünyaya göre değilim anlıycağınız.. yüce venüs adına.. düşünsenize efenim 2 gün sonra doğmuş olsaydım koç burcu olacaktım.. düşünsenize.. sabırsız.. fazla meraklı.. bencil.. 2 gün neyleri değiştiriyor bu dünyada değilmi efenim..

yani efenim.. iyisimi kendinizi sevin.. mart'ın 19'u nu 20sinden ayıran bi fark var benim için.. 20 yi 21den yok.. sizin için var mı efenim?.. yok değilmi efenim.. 19 yıl 20 saat efenim.. hayat zor efenim.. hayat zor.. yine de iyiki doğmuşuz.. yaşlandıkça bunu daha iyi anlamalı insan ki hayatın bi değeri olsun.. şükürler olsun ki ben bunu 19 yıl 20 saat sonra anladım.. siz biliyormuydunuz?'

teyze çocuğa gercekten cok garip bir bakış attı.. soylediklerinden hiçbirşey anlamamıştı.. anlasa ne olacaktı ki.. 'iyi ki doğdun evladım' deyip yüzünü çevirdi.. zaten çocuk da anlaması için söylememişti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder